15 Temmuz 2012 Pazar

Pamuk Şeker vs. Keçiboynuzu Pekmezi


Rengi olsun sapı olsun çöpü olsun her türlü pek bayılmadığım bir şekerleme türüdür pamuk şeker. Pembeden de nefret ederim zaten her ne kadar pek belli etmesem de. Keçiboynuzu pekmezinden nefret etmeyene pek rastlanmıyo zaten bu yüzden onu direkt geçiyorum. Bu aralar evde otur otur filozof olduğumdan bu iki gereksiz yiyeceği düşünce biçimlerine benzetmeye başladım. Pamuk şeker anı yaşayan saftirikus portikusları, keçiboynuzu pekmeziyse geleceğe odaklı yaşayan obsesifouynsları temsil ediyo. "Amına koyayım böyle felsefenin. Ne alaka lan?" dediğini duyar gibiyim aziz din kardeşim. Özetlemek gerekirse ki gerektiğinin farkındayım çünkü Aynştayn wasn't here, şu şekilde özetleyebilirim: Pamuk şeker ilk alındığında hayvan gibi bir şekilde elinde öylece dururken onu nasıl bitirebileceğini  değil kokusunun güzel olduğunu, yerken de tadının güzel olduğunu düşünürsün. Anca yedikten sonra o yapışkanlıktan birbirine kenetlenmiş parmaklarının ve isyan etmiş ağzın ile burnunun farkına varırsın ve temizlenirken yediğine pişman olursun. Pamuk şeker yerken sadece anı yaşıyosun yani. Gelelim keçiboynuzu pekmezine. Keçiboynuzu pekmezinin kokusunu alır almaz yedikten sonra ağzında bırakacağı tadı düşünüp onu nasıl geçirebileceğini düşünürsün, yerken bu eziyeti boşuna çekmediğini, vücudundaki kan miktarı artacağı için daha sağlıklı ve dinç görüneceğini kendine hatırlatıp durursun, yedikten sonraysa böyle bir gerizekalılığı yapmanı gerektirecek bir şey olmadığını fark edip pişman olursun. Keçiboynuzu pekmezi yerken de geleceği düşünerek hareket etmiş oluyosun böylelikle. Kısacası öyle yada böyle, düşün ya da düşünme pişman olacan gardaş başka çare yok. Pişman olmamak içinse aşırı bir ileri görüşlülük gerekiyor ki o da iyi olmazdı bence çünkü pişman olucam diye hiçbir şey yapmadan geberip gitmiş olursun. "Hayskiyim ya pişman olursam lan?" diye düşündüğün zaman akla şu gelmeli: Yapsan da yapmasan da pişman olacan hafız, kaçış yok. Sonu her türlü kötü zaten. Madem öyle, sona yaklaşmadan mutlu olma şansını geri tepmemek lazım bence. Mutlu olabildiğin kadar ol. Kaçınılmaz kötü son her türlü gelicek zaten ya olmazsa diye bir şey yok. Mutluyken aklının bir köşesinde olsun ama bu mutlaka yoksa bulutların üstünde uçarken şak diye götünün üstüne yapışırsın alimallah. Acayip çelişkili şeyler söylüyorum harbiden ama anam beni çelişkili doğurmuş zaten. Sakallı bebek mi olur allaasen? Pin kodumu 3 kere yanlış girdikten sonra puk kodumu da yanlış girip bloke etmişler bence beni. Neyse keçiboynuzu vardı evde gidip onu ulaşamayacağım bir yerlere kaldırayım en iyisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder